Bir olay karşısında kötü hissediyorsak bunun nedeni içimizde bizi kötü hissettiren mekanizmayla ilgilidir. Bu nedenle bu kötü hissettiren olaya odaklanmak yerine kötü hisseden bedenimize odaklanarak bu mekanizmayı ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. İçinde bulunduğumuz olayı kötü hissederek değil iyi hissederek değerlendirebiliriz.
Kötü hissi bedenimizde somut bir his olarak algılarız. Bu kötü hisler davranışlarımızı ve düşüncelerimiz kontrol eden sanal güçlerdir. Kişi bu güçleri tanıdıkça bunları değiştirme gücünü kazanmaya başlar. Bedenden olumsuz duyguları temizledikçe tekrar aklımızla yaşamaya başlarız.
Geçmişin duygularını bedenden boşaltmamızın birinci amacı aklımızla yaşamayı seçmektir. Aklımızla kendimize bir yaşam kılavuzu yaratabilir ve bu kılavuzun rehberliğinde yaşayabiliriz. Biz bu kılavuzu yaratmazsak bilinçaltın kendi kılavuzunu kullanır. Bizi bu kılavuza uydurmak için de duyguları kullanır.
Bedende birikmiş duygular varken sağlıklı bir kılavuz yaratabilir miyiz?
Hayır. Duyguları boşaltmadan yaratacağımız kılavuzun sakıncaları vardır. Bilinçaltı biz farkında olmadan kılavuzun yazımını etkileyebilir. Ama sanki bize özgür irademizle yazılmış gibi gelir. Ya da özgür irademizle yazılmış olsa bile bilinçaltının kılavuzuyla çatışma yaratma olasılığı çok yüksektir. Bu tip bir çatışmada kazanan bilinçaltı olacaktır. Bu nedenle temel amacımız öncelikle bilinçaltında birikmiş duyguları boşaltmaktır.
Bilinçaltından geçmişin birikmiş duygusunu boşaltmak için bir çok bilinçaltı tekniği kullanırız. Zihin daha berrak, sakin ve huzurlu olur. O nedenle aslında ilk amacımız duyguları biriktirmek yerine, o duygulari uygun bir şekilde hissederek bedenden uzaklaştırmak olmalı. Ancak bunu yapamadığımız durumlarda Bilincaltinda biriken duygular enerji olarak saklanır ve dışarı çıkmayı bekler. Doğal döngü tamamlanmak zorundadır. Ne var ki bu yaşımıza kadar bastırdığımız duygular şuan Bilincaltinda bizi yönetmekte. O halde kendimize bir iyilik yapıp, Geçmişin birikmiş yüklerinden kurtulamaya karar vermeliyiz. Kendimiz için...