İdam Sehpasındaki Genç Fidanlar: Unutulan Masumiyetler
12 Eylül döneminde idam edilen Ülkücülerin isimleri, Türk siyasi tarihinde kara bir leke olarak yerini almıştır. Bu isimler arasında Mustafa Pehlivanoğlu (07.10.1980), Cevdet Karakaş (04.06.1981), İsmet Şahin (20.08.1981), Fikri Arıkan (27.03.1982) Cengiz Baktemur (02.05.1982), Ali Bülent Orkan (13.08.1982), Ahmet Kerse (31.01.1983), Halil Esendağ (05.06.1983) ve Selçuk Duracık (05.06.1983) gibi isimler öne çıkmaktadır. Bu yiğit ağabeyler, genç yaşta Ülkücü ideolojiye olan inançları ve ülkenin içinde bulunduğu durumu değiştirme arzuları nedeniyle idam sehpasına gönderilmişlerdir. Ancak onların idamları, sadece Ülkücü hareketi değil, tüm toplumu derinden sarsmıştır.
Ülkücü Hareketin Çilesi: Baskı, Gözaltı ve İşkence
12 Eylül darbesi, Ülkücü hareket için de zorlu bir dönemin başlangıcı olmuştur. Ülkücü gençler, sadece ideolojik faaliyetleri nedeniyle değil, bazen sadece Ülkücü oldukları için bile baskı, gözaltı ve işkenceyle karşı karşıya kalmışlardır. Bu dönemde pek çok Ülkücü, evlerinden, ailelerinden ve sevdiklerinden koparılmış, cezaevlerinde uzun yıllar geçirmek zorunda bırakılmıştır.
12 Eylül'ün Mirası: Unutulmayan Acılar
12 Eylül darbesinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen, o dönemde yaşanan acılar hala hafızalardadır. İdam edilen Ülkücülerin aileleri ve sevenleri, kaybettikleri evlatlarının acısını hala ilk günkü gibi yaşamaktadır. Ülkücü hareket de bu dönemde yaşadığı kayıpların ve acının izlerini taşımaktadır.
12 Eylül döneminde idam edilen Ülkücüler ve o dönemde Ülkücü hareketin yaşadığı zorluklar, Türk siyasi tarihinin en acı sayfalarından birini oluşturmaktadır. Bu makalede, bu karanlık döneme ışık tutmaya ve o dönemde yaşananları unutmamaya, unutturmamaya çalıştım. Ülkücü hareketin yaşadığı acılar ve kayıplar, Türk toplumunun vicdanında derin bir yara olarak kalmaya devam edecektir. Şehitlerimizin yolu yolumuz, hatıraları onurumuzdur. Ruhları şad mekanları cennet olsun.