Yaşamımızın çok büyük kısmı, bilinçaltımızın etki ve hakimiyetinde otomatiğe bağlanmıştır.
Bilinçaltının kabul etmediği bir şeyi insan ne kadar isteyip, kendini zorlasa da veri tabanındaki program nedeni ile istediği istikrarı bir türlü sağlayamaz.
Dış dünyasında yapmak istediklerinin doğru olduğunu bilse de tüm zorlamalara rağmen onları istikrarlı bir yaşam felsefesi haline getiremez.
Örneğin, birçok kişi maddi, manevi kendisine verdiği zararları bilmesine rağmen aşırı yeme alışkanlığından kendisini bir türlü alı koyamaz.
Bu yüzdende zayıflama çabalarında istikrar sağlayıp istediği sonuca ulaşıp, başarılı olamaz.
Bu konuda bir süre çaba gösterip arzu ve isteklerini baskılayıp, diyet ve egzersiz yapsa da ardından verdiği kiloları kısa sürede fazlası ile tekrar alır.
Çünkü kişi iradesini kontrol ettiğini zannederken, aslında onu yöneten bilinçaltındaki, iç dünyasındaki yerleşik inançlarla oluşan programıdır.
Bilinçaltı beş duyu ile hareket eden dış dünyayı oluşturan üst bilince daima galip gelir.
Çünkü yeme alışkanlığı, bilinçaltının kabulü olmadan, zorlama yöntemlerle önüne set konulup, baraj oluşturulması ile baskı altına alınıp,
bir süreliğine değişse bile bilinçaltında kayıtlı olan yiyeceklerin tadlarının oluşturduğu haz ve zevk algısı ile oluşan şiddetli baskı,
en uygun fırsatı bulduğunda konulan barajı yıkıp geçerek oluşan eksikliği tamamlama yoluna gitmekte bu da verilen kiloların fazlası ile geri alınmasına neden olmaktadır.
Çünkü, bilinçaltı mevcut programı gereği, diyet sırasında yaşanacak kısıtlama ve sıkıntıların, yemek yiyerek alınan mutluluğu engelleyeceğine, bu durumunda mutsuzluk oluşturacağına inanmaktadır.
Bu durumun aksine BİLİNÇALTI İKNA EDİLİP İNANDIRILMADIĞI sürece, yapılan çabalar, nefsi baskılayıcı uğraşlar, akıntıya kürek çekmekten farksızdır.
Bunu değiştirebilmenin yolu veri tabanında kayıtlı olan tatların algısını tersine çevirmekten yani yediklerimizin zevk ve haz duygusu oluşturmadığını,
ağız tadını bozup, rahatsızlık oluşturduğunu bilinçaltına bir şekilde kabul ettirmekten,
onu bu duruma inandırmaktan geçmektedir.