Enkaz altında yaşam savaşı! O günü unutamıyor
Gündem, 24 Kasım 2023 16:06Adıyaman’da, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremde 2 çocuğu il birlikte enkaz altında kalan Hatice Ücal yaşadıklarını anlattı. Ücal, “Tavandan damlayan yağmur damlalarına elimi sürerek, susuzluktan ölmesinler diye çocukların ağızlarını ıslatmaya çalıştım, üşümesinler diye ellerini ovaladım” dedi.
Adıyaman’ın Çelikhan ilçesine bağlı Mutlu Köyü, Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük yıkım yaşadı. Depremde birçok ev, köyün üzerine dağdan düşen taş parçaları nedeniyle enkaza döndü. Ücal ailesi de Mutlu köyünde yaşıyordu. 28 yaşındaki Hatice Ücal, 33 yaşındaki kocası Mahmut, 10 yaşındaki kızı Gülseren, 8 yaşındaki oğlu Muhammet, 3 yaşındaki oğlu Onur ve 1,5 yaşındaki oğlu Osman ve kayınpederi ile birlikte depremi yaşadı.
“KAYINPEREDİMLE HELALLEŞTİK”
Hatice Ücal, depremde yaşadıklarını şöyle anlattı:
“O gece inekler bağırıyordu. Kayınpederim, ‘Git gel, bu inikler niye bağırıyor’ dedi. Gidip, geliyorum, inekler bağırıyor. Sonradan gelip yatmaya çalıştım, uykum gelmedi. O arada içeri girdiğimde sanki bir araba çalıştırma sesi geldi. Yatak odasının kapısının önündeydim. Eşim Mahmut’a ‘Kalk deprem oluyor’ dedim. Mahmut, çocuklarımız Osman ve Muhammet’i almış, nasıl aldıysa ben artık onu da bilmiyorum. Eşimin nasıl geçtiğini görmedim. Bende diğer çocukların yanına koştum, barİ onları kurtlarıyım, dedi. Ben çocukların, Onurun ve Gülseren’in üzerine koştum, gar dolabı tamamen üzerime çöktü. Zaten deprem diye bir şey yoktu, yani deprem sallanır ya bu sallanmadı hani bomba gibi patladı, nasıl patladığı anda hepsi bizim üzerimize çöktü. 3 yaşındaki oğlumun üzerine duvar devrilmişti. Kızım yerde yatıyordu. Kızım uyuyordu, depremin şiddeti ile uyandı. ‘Anne ben ölmek istemiyorum’ dedi. Eşim salona geçmiş oda bağırıyor. Seslerimizi birbirimize ulaştırmaya çalışıyoruz ama komşularımıza ulaştıramıyorduk. Kızımın ağzındaki enkaz parçalarını çıkarttım. Eşime bağırdım, ‘Muhammet’ yok dedim. Eşim, ‘Muhammet yanımda, Osman’da kucağımda, salon üzerimize çöktü, bizde enkazdayız’ dedi. Kayınpederim o odasından kaçmış balkona geçmiş. Balkona koşarken aşağıya fırlatmış, dut ağacının üzerine atmış. Kayınpederim bağırıyor, eşim bağırıyor. Eşim ikinci gün enkaz da çıktı, kendi imkanlarıyla birlikte çıktı. Onlar merkeze gitmişlerdi, köy meydanına. Artık bizimde öldüğümüzü zannetmişler. Bende onların öldüğünü zannettim. Kayınpederim 2 gün sağdı, sürekli bağırıyordu, ‘beni çıkarın’ diye. 3. Günün gecesi kayınpederimin sesleri kesildi. Kayınpederim sesi kesilmeden önce, ‘Gel beni kurtar’ dedi. Bende, ‘Bende enkazın altındayım, çıkaramam seni’ dedim. Hâlleştik. Sesler kesildi, ben kayınpederimin artık öldüğünü sandım. Evin arka kısmı tamamen üzerimize geliyordu.”
“ÇOCUKLARIM ÜŞÜMESİN DİYE ELLERİNİ OVALADIM”
Hatice Ücal, enkaz altında yaşam mücadelesi verirken, dört gün sonra enkazın üzerinden gelen sesin kendirine umut olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
“Çamaşır makinesi, yatak odasının kapısını yanındaydı, enkazı kazarak, çamaşır makinesinin olduğu boşluk alana ulaştım ve çocukları da oraya götürdüm. Yaşamamız mucizeydi. Bizim önceki buldurduğumuz alana daha sonra büyük bir taş düştü ve orası tamamen çöktü. Biz bir gün kapı ile çamaşır makinesinin arasında kaldık. Dördüncü gün, enkazın üzerinden sesler gelmeye başladı. Görümcemin eşi bağırıyordu. Bizi kurtarırken, 2 saat boyunca enkazı kazmaya çalıştılar. Sonra bizi enkazdan çıkarttılar. Çocuklarım üşümesin diye sürekli ellerini ovalıyordum. Sonra bizi enkazdan çıkarttılar, dördüncü gün. Köyün yarısı ölmüş. Anlatmaya kelimeler yetmez. Askeri helikopter ile bizi hastaneye getirdiler. Bizim köy de merkezde sadece 43 kişi vefat etti. Bizim aileden de 23 kişiyi kaybettik. Depremden sonra Malatya’da kaldık. Şu anda Tecde’de AFAD tarafından verilen konteynerde kalıyoruz.”
“ÇOCUKLARIM SUSUZLUKTAN ÖLMESİNLER DİYE AĞIZLARINI ISLATMAYA ÇALIŞTIM”
Hatice Ücal,
“Şuanda psikolojim gayet yerinde ama acım var. Bu acı kelimelerle anlatılmaz. Çünkü az insan ölmedi. Deremden korkmuyorum, vademiz dolmuşsa öleceğiz. Köyümüzde resmen dağ devrilmişti. Çoğu ev dağın altında kalmıştı. Rabbim bir daha bunu yaşatmasın inşallah. Vurduğu an yıktı. Ben oğlumun su, su diye seslenmesi seslerini unutamıyorum. Tavandan damlayan yağmur damlalarına elimi sürerek ya da tükürükle çocukların ağızlarını ıslatmaya çalıştım, susuzluktan ölmesinler diye. O an sadece aklımıza su geliyordu”
dedi.
Ücal ailesi, depremden sonra Malatya’da kaldı. Tecde-Şentepe’de AFAD tarafından verilen konteynerde yaşam mücadelelerini sürdüren depremzede aileye, Kızılay Malatya Şubesi tarafından yardımda bulunuluyor.
Gündem, 24 Kasım 2023 16:06
Yorumlar (0)