Battalgazi Konferans Salonu’nda düzenlenen “Ebeler: Yaşamsal Bir İklimin Çözümü” adlı konferansta Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner konuşmacı olarak yer aldı. Konferansa Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Gündüz, üniversite genel sekreteri Doç. Dr. Ahmet Selim Özkan, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şahin Direkel, Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Karakayalı Ay, akademik, idari personel ile öğrenciler katıldı.
Programda konuşma yapan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Karakayalı Ay konuşmasında Ebelik bölümünün üniversitemizin misyonuna uygun olarak, dünyadaki gelişmeleri iyi tanıyan, bilim ve sanatı birleştiren, bilimsel ve etik değerler üzerine temellenmiş profesyonel bir disiplin olarak, 2023-2024 Güz Döneminde eğitim hayatına başlayarak fakültemiz sağlık meslekleri içerisinde yerini aldığını belirtti.
Karakayalı sözlerine şöyle devam etti: “Ebeliğin bilgi, beceri ve uygulama yönüyle, kadim bir meslek olduğu, kendine has bilgi, beceri birikiminin olduğu, ebe liderlerle bu bilgi, beceri ve uygulamanın gelecek nesillere aktarılması ve ebenin anne, kadın, yenidoğan ve toplum sağlığını iyileştirmedeki gücünün etkisi önemli olmuştur. UNESCO tarafından Ebelik mesleği kanıta dayalı ve kültürel boyutları olup, yaşayan, korunan ve geleceğe aktarılan kültürel miras değerler olarak görülmüştür. Mesleğimizle ilgili bir değer gelişme ise 2023 yılında ÖSYM tarafından düzenlenen YKS ve AYT sınavının ardından başlayan tercih sürecinde istatistiklere göre 4 yıllık eğitim veren ve binin üzerinde kontenjanı bulunan bölümler arasında, adaylar tarafından en çok tercih edilen ve en gözde bölümün ebelik olduğu görülmüştür. Ebelik bölümlerine her bir kontenjan için tam 36 aday başvurmuştur. Bu popülerliğin dünyada en eski ve ilk kadın mesleği olma özelliği ve istihdam olanaklarının gelişmiş olmasından kaynaklandığını ifade etmek isterim. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü, uluslararası alanda ebelik hizmetlerinin 2030 yılına kadar tüm kesimlere ulaştırılmasına yönelik politikalar geliştirilmesinin altını çizmektedir. Birleşmiş Milletler 2024 yılında 8 Mart Dünya kadınlar günü temasını “Kadınlara yatırım yapın: İlerlemeyi hızlandırın” olarak belirlemiştir. Ebelerin kadınla birlikte olma özelliğinden yola çıkarsak, Ebelere yapılan yatırım
doğrudan kadına ve topluma yapılan bir hizmettir. Çünkü kadınları eğitmek, yatırım yapmak toplumun temelini eğitmek anlamına gelmektedir.”
Etkinlik kapsamında konuşma yapan Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şahin Direkel şunları ifade etti: “Tarihinin en eski mesleklerinden biri olan ebelik sağlıklı birey, sağlıklı aile ve toplum oluşmasında çok önemli bir yere sahiptir. Bir bebeğin dünyaya gelmesine yardımcı olmaları, doğumda bir annenin acısını dindirmeleri ve aileye istek ve özlemle beklenen bir bireyin katılımını sağlamaları ebelerin toplum içinde saygın bir yer edinmesine neden olurken bu kutsal görevleri onların insanlarla derin bağlar kurmasına vesile olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, ebeyi; gebelik sırasında doğumda ve doğumdan sonra gerekli bakım ve danışmanlığı sağlamak, normal doğumları kendi sorumluluğunda yaptırmak, yeni doğanın bakımını, aile planlaması danışmanlığı yapmak üzere eğitilmiş kişi olarak tanımlar. Ebelik doğum öncesi ve sonrası annelere büyük destek veren ve onları huzura kavuşturan, rahatlatan; daha bilinçli doğuma vesile olan ve bu süreci her yönüyle titizlikle takip eden, bilgi birikim ve becerileri de anne ve bebeğe uygulayan bir meslek dalıdır. Türkiye'de ebelik eğitiminde dünya standartların yakalamış, hatta bazı alanlarda geçmiş durumdadır. Son yıllarda anne ve bebek ölüm oranlarının büyük bir hızla düşmesinde ebelerimizin rolü oldukça büyüktür. Normal doğumun bebek sağlığı açısından sezeryan doğuma göre ciddi katkıları olduğunun bilimsel yöntemlerle kanıtlanmıştır Bu duygu ve düşüncelerle mesleklerinin kutsallığına inanarak büyük bir sevgiyle insanımıza hizmet eden, gece gündüz demeden özveriyle görev yapan tüm ebelerimizin ve Ebelik bölümünde eğitimlerini sürdüren öğrencilerimizin Ebeler Haftasını bir kez daha kutluyor, sağlıklı anne ve çocuklar yetiştirmeleri içinde eğitim hayatları boyunca ve sonrasında da kendilerine kolaylık ve başarılar diliyor, saygılar sunuyorum.”
Programda konuşma yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Gündüz şunları ifade etti: “Eskişehir Osmangazi Üniversitesinden gelerek aramıza katılan ve bugünün anlam ve önemine binaen çok güzel bir söyleşi gerçekleştireceğine inandığımız kıymetli hocamız, İnönü Üniversitesi ve Malatya Turgut Özal Üniversitesinin ilgili ana bilim dallarının, ilgili bölümlerinin çok kıymetli öğretim elamanları, çok kıymetli gençlerimiz, öğrencilerimiz hepinizin 21-28 Nisan Ebeler Haftası ve aynı zamanda 5 Mayıs Dünya Ebeler gününü kutluyorum. Bu programa katılımlarınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ebelik konusuyla ilgili olarak benden önceki konuşmacılar zaten ebeliğin insan hayatındaki anne çocuk sağlığındaki önemini detaylıca izah ettiler, bizler de bunun çok detayına girmeyelim ama Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak da nitelikli eğitim öğretim faaliyetinde bulunarak siz çok değerli öğrencilerimizin meslek hayatınıza daha nitelikli
birer birey olarak adım atmanız için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu yıl daha ilk öğrencilerimizi almış olduk önümüzde yaklaşık üç yıllık bir süreç var, bu süre içerisinde gerekli nitelikli eğitimi alacağınıza inanıyoruz. Biz her türlü desteği tabi kamu kaynaklarını kullanarak yapıyoruz. Bu konuda eksiklerimiz olabilir çünkü yeni bir üniversiteyiz hem fiziki hem de diğer açılardan bazı eksiklerimiz olabilir ama samimiyet ve gayretle bu işin içerisinde olduğumuzu ifade etmek isterim.”
Anadolu Ebeler Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner Uluslararası Ebeler Konfederasyonu (ICM) tarafından 2024 teması olarak belirlenen "Ebeler: Önemli Bir İklim Çözümüdür" adlı sunumunu gerçekleştirdi. Bu kapsamda Sayıner şunları ifade etti: “ Dünyada iklim krizinin yakıcı etkileri artık iyice hissedilirken, bu krizden en çok etkilenenlerin başında kadınlar geliyor. Kadınla erkek arasındaki eşitsizliklerin sonucu olan kadınların eğitim düzeyinin düşüklüğü, kadınların üzerindeki bakım yükü vb. birçok sebep ekolojik felaketlerden erkeklere göre daha fazla etkilenmesine yol açmaktadır. Araştırmalar, iklim krizine bağlı doğal afetlerde, kadınların ve çocukların ölüm riskinin erkeklere göre 14 kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Yine iklimle ilgili afetler nedeniyle yerinden edilenlerin yüzde 80'inin kadın ve kız çocukları olduğu ve daha fazla şiddete maruz kaldıkları bilinmektedir. Susuz alanlarda yaşayan topluluklarda uzak diyarlardaki su kaynaklarından su taşıma ve eve bakma da kadınların ve kız çocuklarının görevi olarak değerlendirilmektedir.”
İklim değişikliğinin üreme sağlığı üzerine etkisine değinen ve ebelerin kadın sağlığını sürdürmedeki önemine dikkat çeken Sayıner şunları aktardı: “Kadınlar, menstruasyon, gebelik ve doğum sonrası dönemde artan beslenme ihtiyaçları nedeniyle iklim değişikliği kaynaklı gıda yetersizliğine/güvensizliğine karşı hassastır. İklim değişikliği aynı zamanda göçler nedeni ile erken yaşta yapılan evliliklere ve kadınlar arasında cinsiyete dayalı şiddet sorununa yol açmaktadır. Ayrıca ilerleyen yıllarda iklim değişikliği menopoz üzerinde de etkili olmaktadır. Buna bağlı olarak kardiyovasküler hastalık insidansında artış, kemik kütlesi kaybı ve bilişsel bozulma meydana gelebilir. Tüm bu olumsuzlukların verdiği hasarın ortadan kaldırılması veya en aza indirilmesi için iklim krizleri sırasında ebeler, kadınlara güvenli, saygılı ve kaliteli bakım sağlamak için uyum sağlayabilir. Ebe bakımının sürekliliği anne sağlığı sonuçlarını iyileştirir ve daha fazla bebeğin canlı ve zamanında doğmasını sağlar.”