Ozan Kalender Sezer, 4 Nisan 1972’de Akçadağ ilçesine bağlı Kürecik Kasımuşağı Köyü’nde görme engelli olarak dünyaya geldi. O dönemde “Vah vah çok yazık. Haydar’ın ocağı kör. Allah kendisine gören bir erkek çocuk vermedi de bu körleri verdi. Bu körler ne işe yarar ki? İş tutamaz, çift süremez. Ne yapabilir ki bunlar?” sözlerine çok muhatap oldu. Yakın akrabaları tarafından türlü sözlerle rencide edilen Kalender Sezer ve görme engelli kız kardeşi, anne ve babaları tarafından el üstünde tutulur hatta topluma adapte olmaları için ellerinden geleni yapar.
En yakın arkadaşının ninesi tarafından ‘O körle oynama’ sözlerine maruz kalan ve üstüne birde dayak yiyen Kalender Sezer, arkadaşıyla gizli oynamak zorunda kalır.
Gaziantep Körler Okulu’ndan 1990 yılında mezun olan Sezer, Malatya Fatih Lisesi’nde iki yıl eğitim gördükten sonra Gaziantep’te eğitimini tamamlar. Okulda bağlama çalmayı öğrenen Kalender Sezer, “İşe yaramaz anca dilencilik yapar” diyenlere bağlama çalıp, türkü söyleyerek en güzel dersi verir.
25 YILDIR ÖĞRETMENLİK YAPIYOR
1994 yılında Konya Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nü kazanan Sezer, 1998 yılında mezun olur ve 12 Aralık 1998’de Gaziantep Nizip Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda rehber öğretmen ve psikolojik danışman olarak göreve başlar. Sezer, 25 yıldır öğretmenlik görevini büyük bir özveriyle sürdürürken, engellerin birer birer nasıl aşılacağının en iyi örneği olmuştur.
Malatya’nın Akçadağ ilçesinde dünyaya gelen ve doğuştan görme engelli olan Kalender Sezer, 25 yıldır rehber öğretmen olarak görev yapıyor.
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde zorunlu olarak kentte eğitim durması nedeniyle uzun yıllardır yazdığı şiirlerinin bir kısmını derleyen Sezer, yakın zamanda ‘Türkülere Sor’ ismini verdiği kitabını okuyucularla buluşturdu.
“600’E YAKIN ŞİİRİM VAR”
Deprem döneminde boş kaldığı süreçte şiirlerini derlediğini ifade eden Sezer,
“Ortaokul yıllarımdan buyana şiir yazıyorum. 600’e yakın şiirim var. Depremde okulların kapalı olmasından dolayı bir boşluk oluştu. Bu arada şiirlerimi düzenleyip, derleyip kitap haline getirmeyi düşündüm. Kitabım iki haftadır piyasada. Kitabımın adı; Türkülere Sor. İnternet ortamında da satılıyor. 35-40 yıllık birikimin sonucu oluşan bir eser. İlk eserim, deneme amaçlı ufak bir kitap. Beğenildiği takdirde devamı gelecek”
dedi.
“HAYATA GÖRME ENGELLİ BAŞLADIM”
Doğuştan görme engelli olması nedeniyle hayata kolay adapte olduğunu anlatan Sezer, şunları söyledi:
“İlkokul, ortaokul ve liseyi Gaziantep’te okudum. Konya Selçuk Üniversitesi mezunuyum. Nizip’te 22 yılı görev yaptım. 2 yıldır memleketim Malatya’da Yusuf Kenan Anadolu Lisesi’nde görev yapıyorum. Ufak tefek zorluklar ister istemez oluyor ama doğuştan görme yetimi kaybettiğim için hayata bu şekilde başladım. Dolayısıyla hayata bu şekilde başladığımız için daha kolay adapte olabiliyoruz. Fazla bir sıkıntı olmuyor ama depremden sonra Malatya’nın içeriği biraz karıştı. Ulaşım konusunda biraz sıkıntı yaşıyorum. Milli Eğitim İl Müdürlüğümüz kadromu görevlendirmeli olarak evimin yakınında olan okula verdi, bu işimi kolaylaştırdı.”
“YETENEKLERİNİ FARK EDİP KENDİLERİNİ ORTAYA KOYSUNLAR”
Engelli vatandaşlara da bir çağrıda bulunan Sezer,
“Engellilerin sosyal olmaları gerekiyor. İnsanların kendilerini kanıtlayabilmeleri için toplumun içine karışmaları lazım” diyen Sezer, “Kendisiyle barışık olmayan kişi kendi kendini toplumdan dışlar. Engellilerin kendileriyle barışık olmaları ve toplumun içerisine karışarak sosyal aktivitelerde yer almalarını tavsiye ediyorum. Tabii bu yeterli mi değil, bu konuda engellilerin kendilerinin çaba sarf etmeleri lazım. Herkesin bir yeteneği vardır, bunları fark edip kendilerini ortaya koysunlar. 2000’li yıllardan önce engelliler daha çok geri plandaydı. Toplumun içerisine pek karışmıyorlardı. Engelli haklarının iyileştirmesi ve bakım aylığından sonra engelliler toplumla daha çok kaynaşmaya başladılar. Toplumun içerisinde değer gördüler”
ifadelerini kullandı.