Malatya’nın iki üniversitesinden çok sayıda akademisyen bir araya gelip deprem sürecine yönelik bir rapor oluşturdu. Raporda depremin Türkiye ekonomisine mali yükünün 2 Trilyon (74 milyar dolar) olduğu ve bu rakamın ülkenin 2023 yılı milli gelirinin yüzde 9’una tekabül etiğine yer verildi. Raporda ayrıca deprem sürecinde şehirde otorite ve koordinasyon eksikliği, iletişimde duyulan ihtiyaç, düzenli ve doğru bilgilendirme konusunda sıkıntıların görüldüğü, gasp yağma ve fahiş fiyatlarla da dayanışmayı zaafa uğratacak suçların arttığı bilgisine yer verildi
Malatya’da 2 üniversite bir araya gelerek ‘Sivil Toplum Ve Deprem’ çalıştayı düzenledi. Çalıştay da bir birinden önemli bilgilere yer verildi. Çok sayıda akademisyen ve araştırma görevlisinin hazırladığı çalıştayda depremin mali yüküne de yer verildi. Raporda depremin Türkiye ekonomisine mali yükünün 2 Trilyon (74 milyar dolar) olduğu açıklandı. Bu rakamın ülkenin 2023 yılı milli gelirinin yüzde 9’una tekabül ettiği açıklandı. Depremin yükünün yüzde 54,9 ile konut hasarı olduğu belirtilirken depremin vurduğu illerde yıkılan, ağır ve orta hasarlı evlerin toplam sayısının 649 bin 584 olduğu ifade edildi. Depremzede illerde az hasarlı evlerin sayısı ise 1 milyon 279 bin olarak kaydedildi. 171 binanın bulunduğu Malatya’da ise 45 bin binanın yıkık, ağır yada orta hasarlı olduğu bilgisi paylaşıldı Genel olarak Malatya’nın ele alındığı çalıştayda otorite ve koordinasyon eksikliği, iletişimde duyulan ihtiyaç, düzenli ve doğru bilgilendirilmeme konusunda sıkıntıların görüldüğü aktarıldı. Raporda ayrıca; Depremden sonra yaşanan güvenlik zaafından kaynaklı hırsızlık olaylarında yaşanan artışlardan kaynaklı ‘toplumsal güven duygusunda’ azalma ortaya çıktığı. Bir çok iş yerinde hırsızlık, yağma, gasp yaşandığı Sosyal medyada çok sayıda bilgi kirliliğinin olduğu ayrıca evlerin güvenli olarak boşaltılmasına yönelik herhangi bir strateji ve eylem planı olmadığına yer verildi. Deprem üzerine bir çok bilim insanı tarafından açıklama yapıldığını fakat yapılan bu uyarılara rağmen depreme yönelik bir hazırlık olmadığı ve hazırlıksız yakalandığı ekipmana ulaşama konusunda sıkıntılar yaşandığı belirtildi. Deprem günü Malatya’da yaşanan karlı ve soğuk hava koşullarının özellikle kırsalda ekiplerin ve yardımların ulaşmasında engeller ortaya çıkardığı aktarıldı.
TÜRKİYE MALATYA’DAN HABERDAR OLAMAMIŞ
Öte yandan Malatya’da yaşanan yıkımın büyüklüğünden yaşanan olumsuzluklardan Türkiye’nin haberdar olamadığını, Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş’ın daha öne çıktığı ve bu sebepten dolayı yardım ve arama kurtarma faaliyetlerinde aksama ve gecikmelerin yaşandığı belirlendi.
YAĞMA VE GASP OLAYLARI YAŞANDI
Depremden sonra yaşanan güvenlik zaafından kaynaklı hırsızlık olaylarında yaşanan artışlardan kaynaklı ‘toplumsal güven duygusunda’ azalma ortaya çıkmış. Bir çok iş yerinde hırsızlık, yağma, gasp yaşandığı Sosyal medyada çok sayıda bilgi kirliliğinin olduğu ayrıca evlerin güvenli olarak boşaltılmasına yönelik herhangi bir strateji ve eylem planı olmadığı saptandı.
İLK ÜÇ GÜNDE BÜYÜK KOORDİNASYONSUZLUK OLDU
Depremin ilk 3 günün sahada büyük bir koordinasyonsuzluk olduğu 15’inci güne kadar koordinede sıkıntılar olduğu öte yandan Sivil toplum kuruluşlarının da depreme hazırlıksız yakalandığı ayrıca kalifiyeli arama kurtarma ekibinin ve araç gereçlerin yeterli düzeyde olmadığı bu konuda çok eksikliklerin yaşandığına yer verildi.
GÖÇMENLERE YÖNELİK DÜŞMANLIK OLUŞTU
Çalıştayda elde edilen verilerden biri de ülkede göçmenlere yönelik bir düşmanlığın oluştuğuna yer verilmiş.
DAYANIŞMAYI ZAAFA UĞRATACAK SUÇLAR ARTTI
Öte yandan afet sonrası insanların daha duyarlı olması gerekirken sorunları artırıcı eylemler yansımış ve hırsızlık, gasp, stokçuluk, fahiş fiyat artışı ve dayanışmayı zaafa uğratacak suçlar artmış. Depremden sonra evini yaptırmak isteyen bir çok vatandaşa fahiş fiyat uygulandığı belirtilirken şu açıklamaya yer verildi: Ancak tadilat yapacak usta ile tadilatta kullanılacak malzeme bulma konusunda zorlanmışlardır. Bu süreçte duvar, sıva, boya, sıhhi tesisat ve elektrik işlerinde çalışacak usta ve çalışan ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Ustalar bulunduğunda ise fahiş fiyatlandırma yapılarak depremzedelerin bir kez daha zor durumda bırakıldığı gözlenmiştir.