Konuyla ilgili olarak gazetecilere açıklama yapan Malatya Süt Üreticileri Birliği Başkanı Aziz Kurtoğlu, “Önümüzdeki 2023 yılı ilimizde süt yılı olur” temennisinde bulunarak şöyle konuştu. “Bu bugüne kadar ilimizde süt toplama amacıyla ciddi projeler yaptık ama bir türlü istenilen verimi elde edemedik. İnşallah Şahnahan’daki süt toplama merkezimiz önümüzdeki ay içinde faaliyete başlayacak. İlimizde süt ile ilgili sıkıntı çeken üreticilerimizin de talebi doğrultusunda süt sorunu yaşayan üreticilerimize süt tanklarını yerinde kurup teslim edeceğiz. Ürettikleri sütleri sabah ve akşam o tanklarda soğutarak o sütleri Malatya Süt Üreticileri Birliği vasıtasıyla pazarlamasını inşallah yapacağız. Burada üreticilerin emeklerine alın terlerine sahip. Çıkılması için bir arada, birlikte mücadele eden toplulukların başarılı olduğunu görüyoruz. Bu nedenle de Malatyalı üreticilerimizi de bir olmaya birlik olmaya davet ediyoruz. Şu anda damızlık birçok ineğimiz kesime gidiyor. Bu nedenle de mevcut işletmelerle süt talebine yetişemiyoruz. Vatandaşın talebine cevap veremiyoruz. Bu durumda altyapısı olan mahallelerimiz olursa Ziraat Bankası aracılığıyla üyelerimize faizsiz inek dağıtımı da yapacağız. Ayrıca Bakanlığımız 18-40 yaş arasında süt üretimi iLe ilgili sertifika alan vatandaşlara ziraat bankası tarafından ve KOSGEB’ten faizsiz kredi alabilecekler. Bununla ilgili de önümüzdeki günlerde gençlerimize Battalgazi Halk Eğitim merkezi ile birlikte bir eğitim vermeyi planlıyoruz. Böylelikle hazır bir altyapıyı da İlimize kazandırmak istiyoruz. İL etapta Battalgazi ve Yeşilyurt ilçelerimizde bu çalışmaya başlamayı planlıyoruz. Darende, Hekimhan ve diğer ilçelerimizden de talep gelirse onların da istedikleri yerlere süt tanklarını kuracağız inşallah” ifadelerini kullandı.
“İNSANIMIZ SÜT BULMAKTA ZORLANIYOR”
Süt talep eden insanların taze süt bulmakta sıkıntı yaşadıklarını söyleyen Kurtoğlu; “Konuyu iki açıdan değerlendiriyoruz. Birincisi şu anda bizim ilk düşüncemiz üretilen çiğ süte pazar bulmak. İkincisi ise Malatya’daki sütün yağ oranı, PH ve diğer değerlerini kayıt altına alıp ürünümüzün kalitesini belirlemek istiyoruz. Gerçekten Malatya süt konusunda yağ oranı yüksek olan bir ilimiz. Bu nedenle de ulusal firmaların mutlaka Malatya’ya gelip bu potansiyeli görmeleri gerekir. Bunun sonrasında da sütü istediğiniz değerden satabilirsiniz. Malatya’da süt işleyen firmalarımızın da hammadde ihtiyaçlarını da karşılamış olacağız. Dolayısıyla Malatya’daki bu sektördeki firmalarımız da bizim için çok değerli. Bu konuda ilimizde sadece üretici değil sanayicimiz de var. Biz onlara kaliteli süt temin edebilirsek onlar da kaliteli ürün üreterek piyasaya sunacaklardır. Üreticiler kazandıkça sanayicimiz da kazanacak. Tabi bu nedenle kesime giden büyükbaş hayvan sayımız da azalmış olacak. Normalde damızlık hayvan kesimi yasak ama uygulamada bütün hayvanlarımız kesime gitti. Gebe hayvanlar kesildi. Kimse buna dur demedi. Bunu da bir katliam olarak değerlendiriyorum. Böyle giderse önümüzdeki süreçte 1 kilo ete, bir kilo süte muhtaç olacağız gibi geliyor. Şu anda süt bulmakta insanlarımız zorlanıyor. Türkiye genelinde süt üretimimiz düşmüş durumda. Bizim bazı bölgelerde küçük hayvana coğrafya uygun. Ama il genelinde bir fizibilite çalışması yapılarak yem üretimi ve buna göre hayvan varlığının sayısının artırılması gerekiyor. Bir Yazıhan’ın ciddi bir fizibilite yapılsa Malaryanın bütün hayvanlarını doyurabilecek bir üretim sahasına sahibiz. Bunu yaparken bilinçli yapılması lazım. Bu konuda da ziraat odaları, üretici birlikleri de bir araya gelerek ortak bir yol haritası belirlemesi gerekir. Kaba yem ekenlerden ürün alma garantisi sözleşmesi yapılırsa yem sıkıntısı da ortadan kalkar. Hem çiftçilerin maliyeti düşecek, Hem de araziyi eken üretici kazanmış olacak. Konunun paydaşlarıyla bir araya gelerek bu konunun ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de ellimizden geleni yapmamız gerekir diye düşünüyorum” Diyerek, belediyelerin de bu işin içerisinde yer almalarını istedi.