1960’lı yıllara gelindiğinde de artık mevcut üretim ve pazar payı ile yetinilmemiş, üretim ve pazar payını artırmak için çalışmalar başlatılmıştır. Yapılan bu çalışmalar içinde “Malatya Kayısısı” kavramını tanıtmak, bilinirliliğini arttırmak ve tüketimini teşvik etmek için zirai ve ekonomik faaliyetlerin yanında, eğlence ve sosyal etkinlik ağırlıklı çalışmaların da “Malatya Kayısısı” kavramına katkı sağlayacağı düşünülmüş ve bu yöndeki çalışmalar yoğunluk kazanmıştı.
Bir yılı süren hazırlık çalışmalarının ardından, 1965 yılı başlarında kurulan “Malatya Turizm Derneği” ilk iş olarak Malatya ve kayısının tanıtımına katkı sağlamak amacı ile bir “Malatya Festivali” düzenlemeyi planlar ve hazırlıklara 1965 yılı Şubat ayında başlanır. Bir hafta sürecek olan festival boyunca geziler tertip edilecek ve çevre illerin halk oyunları ekipleri ile tiyatro toplulukları davet edilecektir. Malatyalı saz ve ses sanatkârları konserler verecek, konuk olarak çağrılacak akademisyenlerin konuşmacı olarak katılacağı Malatya Tarihi konulu konferanslar düzenlenecektir. Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrası bile davet edilmiştir.
Malatya’nın tanıtımı için iyi bir fırsat olarak değerlendirilen ve kentte bulunan bütün kamu ve özel sektör kuruluşlarının destek vereceği açıklanan Malatya Festivali kapsamında ilk kayısı mahsulünün törenle satışa çıkartılması ve kayısı kralı seçiminin yapılması da programa alınmıştır.
14 Temmuz 1965 tarihinde başlayacak olan ve bir hafta boyunca devam edecek olan festival için hazırlıklar 1965 yılı Şubat ayında başlamasına rağmen gerekli kaynak sağlanamadığından o yıl maalesef “Malatya Festivali” gerçekleştirilememiştir.
Ancak “Festival” fikri bir kez şehrin gündemine girmiş ve giderek artan bir şekilde de şehrin gündemini meşgul etmeye başlamıştı. Özellikle Ziraat Yüksek Mühendisi Mustafa Geban, bu konuda hiç durmadan çalışıyor, “Altun Meyva Şenlikleri” adını verdiği festivalin bir an önce kentte başlatılması için sürekli olarak yerel basında yazılar yazıyordu. Ve nihayet 1973 yılına gelindiğinde, yeni kurulan Malatya Fuar Kurma ve Turizm Derneğinin çalışmaları ve Cumhuriyetin kuruluşunun 50. Yıldönümü kutlamalarının etkisi ile festival fikri vücut bulacaktı.
Başkanlığını Dr. Sadık Özen’in yaptığı ve Malatya’ya gönül veren, güzel insanlar, Gazeteci Hasan Anlar, Gazeteci Orhan Apaydın, Esnaf Dernekleri Birlik Başkanı Bekir Zorlu, Belediye Başkan Yardımcısı Şazi Tezgören, Dr. Osman Yalçın, Petrol Ofisi İşletme Müdürü Ertaç Önal, Esnaf Ünal Nebioğlu, Memur Göksel Çırpıcı, Halk Eğitim Müdürü A.Seydi Durak, Gazeteci Erhan Kırçuval, Ziraat Mühendisi Mustafa Geban, Muhtar Hadi Çekirdek, Sendikacı Mehmet Yumrutepe ve İşçi Ali Tozan’ın kurucuları arasında yer aldığı, Malatya Fuar Kurma ve Turizm Derneği öncülüğünde başlayan hazırlıklar bu kez başarılı olarak sonuçlanacaktı. Malatya Valisi Sadullah Verel ve Belediye Başkanı Mehmet Kırçuval da yapılan çalışmalara tam destek verecekti.
Dernek ve Şenlik Komitesi üyesi Mustafa Geban hazırlıklarla ilgili yaptığı açıklamada şunları söylüyordu.
“Bu çalışmalarımız ilimizdeki resmi ve özel kuruluşların katkıları ile bütünleşecek ve ileriye dönük Doğu Fuarı’nın temelleri atılacaktır. Bu meyanda memleketimiz açısından yararlı olacağını umuyorum. Bu vesile ile Malatya’da bu işe gönül veren kişilerin çabaları ile kültür ve sanat ortamı ileri ülkeler seviyesine ulaşacaktır. Kayısıcılığın modernize edilerek daha verimli bir ziraat kolu olması ve buradan gelişmekte olan sanayimize kaynak aktarılması mümkün olacaktır. Ayrıca başta da söylediğim gibi Türkiye’nin dünya çapındaki diğer fuarları yanında Malatya’da da bir Doğu Fuarının temellerinin atılması hedefimiz olacaktır.”
Malatya’nın vefa adamı Abdulhadi Çekirdek ise o günleri, yani ilk festivalin başlaması ile ilgili şunları anlatıyordu.
“Festival fikri dönemin Belediye Başkanı Mehmet Kırçuval’dan çıkmıştı. Bir gün beni çağırdı, benden önce de birçok kişi ile konuşmuş. Malatya’ya bir Mişmiş Fuarı kazandıralım dedi. Ondan sonra da hazırlıklara girişildi. Bütün Malatya canla başla çalıştı. 1973’ün 13 Temmuz günü festivali başlattık, 115 çocuğu sünnet ettirdik. Hükümet binasının arkasındaki parkta panayır açıldı ve esnaf bu panayıra büyük ilgi gösterdi. Şenlik korteji yapıldı ki, bugün bile o korteji yapmak oldukça zor olur. Her esnaf kuruluşu, her kamu kuruluşu kendince araçlar süsledi. Dışardan da çok sayıda halk oyunları ekipleri gelmişti. Kortej yoğun ilgi görmüştü. Halk oyunları ekipleri bütün Malatya’ya dağıldı. Şehrin her yanında davul-zurna sesleri vardı ve kente şenlik havası bütünüyle hâkimdi. Güzellik Yarışması, Kayısı Yarışması, Vitrin Yarışması, Panayır Yarışması düzenlendi. İlk üçe girenlere altın, gümüş ve bronz Kayısı Ödülleri veriliyordu. Malatya adeta ayağa kalmış, bu iş tutmuştu”
Yerel gazetelerde yayınlanan “Halk Eğilimlerinin Saptanması” başlıklı anket formları ile Malatyalılara ulaşılarak onların, yapılması düşünülen festival ile ilgili düşünce ve önerileri sorularak katılımcı ve geniş tabanlı bir organizasyon gerçekleştirilmişti.
Top atışı ile başlayan ve üç gün boyunca dolu dolu bir program ile önemli bir aksaklık olmadan devam eden festival ile Malatya, tarihinde o güne kadar görülmemiş bir hareket ve heyecana tanık olmuştu. Bu konuda en küçük bir deneyimi dahi olmayan Malatya şehri, kentin tanıtımına ve gelişmesine gönül vermiş insanların gayret ve çabaları ile, 1970’li yılların olanaksızlıkları içerisinde başarılı bir organizasyon yapmış, Malatya’nın ve kayısının tanıtımına önemli bir katkı sağlanmıştı.
Bir sonraki yıl yani 1974 yılında, festivalin 2. günü Kıbrıs Barış Harekâtı başlayınca, etkinlikler iptal edilmiş, festival boyunca ikram edilmek için hazırlanan içli köfteler, askeri birliklere dağıtılmıştı.
Malatya’nın yetiştirdiği büyük devlet adamı Turgut Özal da Malatya Kayısı Festivaline özel bir ilgi göstermiş, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde Malatya’ya yaptığı toplam on beş seyahatin sekizini Malatya Kayısı Festivaline katılmak için yapmıştı. Her yıl yaz aylarında düzenlenen “Kayısı Festivali ve Fuarı” programlarına beraberindeki kalabalık siyasetçi ve işadamı toplulukları ile iştirak etmiş, kendisine suikast düzenlenen ve güvenlik endişeleri dolayısıyla katılamadığı 1988 yılı dışında (açık kalp ameliyatı olduğu yıl doktorların katılmaması yönündeki önerilerine rağmen de katılmıştı) her yıl mutlaka katılmıştı.
1990’lı yıllarda Orduzu Göleti yanındaki alana taşınan etkinlik bazı yıllar geçerli (1980 öncesi terör, salgın vb.), bazı yıllar ise sudan bahaneler üretilerek yapılmasa da günümüze kadar ulaşmış, Malatya’nın marka değerine katsı sağlayan önemli unsurlardan biri olmuştur.
Yazımın son bölümünde bir vefa örneğinden de bahsetmenin zorunlu oldu düşüncesi ile küçük bir dip not eklemek istiyorum. Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. yetkilileri tarafından ilk festival için oluşturulan Şenlik Komitesinden hayatta olan 3 isim ile yaklaşık bir yıl önce iletişim sağlanmış, il dışında yaşayan Sayın Ertaç Önal, Sayın Orhan Apaydın ve Sayın Dr. Sadık Özen 2022 yılında düzenlenecek festival için Malatya’ya davet edilmiştir. Malatya için onur kaynağı olan bu önemli isimden Dr. Sadık Özen sağlık sorunları nedeniyle maalesef gelemeyecek olsa da Sayın Ertaç Önal ve Sayın Orhan Apaydın Malatya’ya gelerek festivale renk katacaklardır. Büyük bir vefa örneği gösterilerek bu üç ismin festivale çağrılması her türlü takdirin ötesindedir. Malatya, hiçbir karşılık beklemeden, gönüllü olarak kentin sosyal, kültürel, sportif ve ekonomik alandaki gelişimine destek olan değerlerine sahip çıkmanın kapısını açmıştır.