Halen yüzde 100'lük hissesi Malatya Büyükşehir Belediyesi'nin olan Esenlik Şirketi'nin, hızla 'piyasayı ve fiyatları kontrol eden' eski işlevine dönmesi gerektiği belirtilirken, Büyükşehir Meclisi'nin iktidar ve muhalefete mensup üyelerinin bu konuda tavır koyarak, Esenlik Şirketi'nin 'sadece kar amacı güden, piyasanın daha fazla kazanç için tüm serbest ticaret koşullarını benimsemiş olan' şirketin bu politikasının değiştirilmesi için çaba göstermesi, Büyükşehir Belediye yönetimini bu yönde zorlaması isteniyor.
PİYASANIN DENGE UNSURUYDU, ŞİMDİ ÖZEL SEKTÖR MARKETİ GİBİ OLDU..
Münir Erkal'ın Malatya Belediye Başkanlığı döneminde limited şirket olarak kurulan Esenlik Şirketi'nin, halka dokunan ilk ve en önemli hizmeti marketçilik oldu.
Belediyelerin, vatandaşlara daha uygun kalite ve fiyat koşullarında ürün satarak çok önemli sosyal bir işlevi gördüğü 'tanzim satış mağazacılığının' bir örneği olarak faaliyete geçen Esenlik Şirketi, bu doğrultudaki politikasıyla çok kısa sürede Malatya'nın en çok ilgi gören marketi oldu. Direkt üreticiden ya da tedarikçiden pazarlıklı özel fiyatlarla, piyasa fiyatının altında alınan malları, düşük bir karla vatandaşa satan Esenlik marketleri, vatandaş lehine yarattığı bu durum nedeniyle gördüğü ilgiyle, şube sayısını katlayarak artırdı.
Fiyat ve ürün politikası nedeniyle, Malatya'da diğer marketleri de belli bir düzene sokan, adeta Malatya'da diğer marketlerin fiyatlarını da vatandaş lehine olacak şekilde dengede tutan Esenlik marketleri, bu politikaları nedeniyle diğer bazı marketlerde, onun işletmecilerinde sıkıntı yarattı. Esenlik'in 'tanzim satış mağazası' kimliği ve işlevine, düşük kar elde etmeleri nedeniyle karşı çıkan rakipleri, sonunda başarıya ulaştılar. Halen AKP Milletvekili olan Ahmet Çakır'ın belediye başkanlığı döneminde yapılan baskılarla, Esenlik marketleri kar amaçlı piyasa şirketlerine dönüştürüldü ve şirketin vatandaş lehine yarattığı piyasa koşulları ortadan kaldırıldı. Malatya'da ‘fiyat belirleyici’ olan Esenlik marketleri, rakiplerinin belediye yöneticieri üzerindeki etkisiyle sıradanlaştırıldı, siyasi nedenlerle iş ilişkisi kurulan ‘pahalı satıcı’ yeni tedarikçileri nedeniyle rekabet yolundan uzaklaştırıldı.
Selahattin Gürkan döneminde de, belediyenin bünyesindeki bu marketlerin 'daha fazla kar' amaçlı olarak işletilmesi ve hatta fiyatlarının birçok özel şirket ya da şahıs marketindeki fiyatlarının da üzerinde olması vatandaşın tepkilerine yol açıyor.
Vatandaşlar, özellikle son dönemde görüldüğü gibi yağ ve şeker sıkıntısı karşısında, artık anonim şirket statüsünde olan Esenlik Şirketi'nin sıradan bir şirket yerine kamu bünyesindeki bir kurum olarak daha ucuz ve uygun koşullarda, yeterli miktarda mal temin edip, örneğin Şeker Fabrikası'nın bulunduğu Malatya'da şekeri direkt alıp uygun fiyatlarla satması gerekirken bunu yapmadığı gibi, fiyatlarının bazı ürünlerde diğer marketlerden daha pahalı olduğunu, Esenlik marketlerinin geçmişteki işlevlerinden çok uzaklaştığını, bunun kendilerini bir kamu hizmeti yerine serbest iş yapan kurumlar gibi gören belediye yönetimlerinden kaynaklandığını öne sürüyorlar. Vatandaşlar, Malatya Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki şirketler tarafından üretilen ürünlerin, market ve sosyal tesislerde uygulanan fiyatların, piyasa fiyatlarının altında olmadığı gibi, birçok kalemde daha fazla olduğunu belirtiyorlar.
Belediye yetkililerinin, kendilerini kamu kurumu yöneticisi yerine şirket yöneticisi gibi görmelerinin ve 'örtülü ödenek' gibi kullandıkları bu şirketlerin gelirlerinin ne pahasına olursa olsun artırılmasına yönelik çabalarından vazgeçmeleri ve şirketleri, fiyat politikalarını, kuruluş amaçlarına döndürmeleri için yönetime baskı uygulanması gerektiği ifade ediliyor.
Yine, piyasadaki koşullardan ve fiyatlardan ‘spekülatif’ diye rahatsız olan AKP iktidarı döneminde, aynı partiye mensup başkanın yönettiği Malatya Büyükşehir Belediyesi'nin, Esenlik Şirketi'nin halka, eskisi gibi piyasadan ucuz fiyatla ve kaliteli mal sunmasının başkanının siyasi görevlerinden biri olduğu da belirtiliyor.
Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları gibi STK'ların, yapıları ve temsiliyetleri nedeniyle bu işlevi üstlenmeyecekleri belirtilirken, başta Belediye Meclisi, sendikalar, siyasi partiler olmak üzere toplumun diğer önemli temsilcilerinin 'baskı' görevini üstlenmeleri gerektiği değerlendiriliyor.