BIRAKTIĞI DAVANIN BEKÇİLERİYİZ

“4 Nisan 1997 yılında aramızda ayrılan Başbuğumuza hasret kalalı tam 25 sene oldu. Bu süre zaafında adını çocuklarımıza verdik, sokaklarımıza, caddelerimize, bulvarlarımıza verdik. Davaya hizmet etmek için kollarını sıvayan her fert önce onun 9 Işık isimli kitabıyla başladı.

Onun yazdıklarını okuyan, sözleriyle vücuda gelmiş bir zihniyeti taşıyan, yaptıklarıyla kıvanç duyan ve onu kendine örnek alan dava sevdalıları olarak bu mefhumu yaşatmayı kendimize ilke edindik. Bizlere vasiyet ettiği üzere ‘Bir Türk Bayrağı’ gibi kirlenmedik ve asla yere düşmedik.

Onun bizlere nasihat ettiği gibi kutlu bir zafere giden yolda asla yeise kapılmadık. Cesaret, yüreklilik ve atılganlık olmayan hiçbir davanın başarıya ulaşamayacağını bizlere öğütledi ve bizler cesaret ve yüreklilikle memleket meselelerine atılan ülkücüler olarak anıldık. Tıpkı Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in tüm dünyaya haykırdığı gibi Tanrı Dağları kadar Türk, Hira Dağı kadar da Müslüman yaşadık.

Ne Türklüğümüze ne de Müslümanlığımıza halel getirmedik, dil uzatma cüretini kimselere vermedik. Bizler, gece gündüz davamız için gözümüzü bir an olsun kırpmadan korkusuzca atıldık.

Herkes biliyor ki; onun bizlere bıraktığı davanın bekçileriyiz. Cennetmekân Başbuğumuzu kaybettiğimiz 4 Nisan tarihini kara bir gün olarak hafızalarımıza kazıdık, hatırasını kalbimize ve zihnimize nakşettik. Nasihatlerini ve belagatlerini bir an olsun aklımızdan çıkarmadık. Tüm ömrünü bu davaya adayan Başbuğumuz Alparslan Türkeş’i saygıyla anıyoruz. Kabri nur dolsun, mekânı cennet olsun.”