Malatya’da eski halı ve kilimleri köylerden toplayan ve eski halı meraklılarıyla buluşturan Mehmet Yücekaya, bu halıların çok kıymetli olduğunu ama değerinin bilinmediğini şu cümlelerle anlattı:
“Bu halılar eskiden dokunmuş halılardır. Şimdiki nesil bu halılara pek kulak asmaz. Bu halılar genelde köy evlerinde bulunuyor. Kullanmayanlar parça parça getirip satıyorlar, bizlerde eski halı severlerle bu göz nurlarını buluşturuyoruz. Şu anda dükkânımda 50-100 yıllık halılar var. Tabii bu halıyı alanlar evlerine sermek için almıyorlar. Genelde duvara asmak için kullanılıyor. Bu halılar çok kıymetli ama maalesef hak ettiği değeri görmüyor.”
“ÜZERİNDEN NE KADAR ZAMAN GEÇERSE O KADAR DEĞERLENİYOR”
El dokuma halıların bünyesinde herhangi bir kimyasalın bulunmadığını ifade eden Yücekaya, “Detaylı incelendiği zaman, doğal yünden, doğal boyalardan ve bünyesinde hiçbir kimyasala yer olmayan halılardır ve bu nedenle de sağlık açısından da fayda sağlamaktadır. Bir de şöyle bir durum var. Sanki bu halılar çok pahalıymış gibi bir algı var ama inanın fabrikasyon halılarla aynı fiyata satılıyor ve daha da ucuz olanları var desem yerinde olur. Ayrıca bu halılar ne kadar beklerse üzerinden ne kadar zaman geçerse o kadar değerleniyor” dedi.
“Eski halı meraklılarına şöyle de bir öneride bulunacağım” diyen Yücekaya, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu halılar normal halılar gibi yıkanmıyor. Yani halıya su değmemeli ya da öyle kapı arkasında kapalı ve dürülmüş bir şekilde de olmayacak, yoksa bu seferde halıya güve düşer. O nedenle bu halıyı sadece nemli bir bezle silmeniz ve senede bir iki defa havalandırırsanız, herhangi bir sorun yaşamazsınız.”
Eski dokuma halıları, meraklısıyla buluşturan bir başka esnaf ise Ahmet Tuttekin. Tuttekin, küçük yaşlardan beri bu işin içinde olduğunu ifade ederek, “Malatyalıyım aşağı yukarı 10 yaşından beri halı dokuma işiyle uğraşıyorum. Asıl işim Kapadokya’da ama kışın Malatya’ya geliyorum. Aşağı yukarı 15 eleman yetiştirdim. Artık kilimcilik kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer aldığı için elaman da yetiştiremiyoruz. Son nesil biziz dersek yerinde bir tabir olacaktır. Bunlar 40-50 sene önce yapılan ürünler köyde seyyarlar makine ile yapılan halıyla bunları değişiyorlar, bizde bu eski kilimleri, halıları alıyoruz, onarıyoruz, yıkatıyoruz, boyatıyoruz ve değerlendiriyoruz” diye konuştu.
“EL DOKUMASI HALIYI EVİNE ALMIYOR”
Kendi kültürümüze sahip çıkmamız gerektiğinin altını çizen Tuttekin, “Biz eski halılarımızı söküntü yünler dediğimiz, yünlerle onarıyoruz ki doğallığını yitirmesin. Aynı şekle gelene kadar halının üzerinde çalışıyoruz. O zaman değişen bir şey olmuyor ve orijinaline eş değer oluyor. Genellikle bizim bu halılarımızı Avrupalılar alıyor. İngiltere, İtalya, Fransa, Amerika, Japonya ve Almanya’dan gelen turistler alıyor. Şimdi bu turistlerin hepsi buraya gelmiyor ama internet üzerinden satış, yapanlar oluyor. Yabancı turistler de bu halılara internet sitelerinden ulaşıyor. Buradaki en önemli nokta bizim kültürümüze sahip çıkmamamızdan kaynaklanıyor. Bizim insanımız 2-3 bin liraya fabrikasyon halı alıyor. Ama el dokuması halıyı evine almıyor. Fakat şu halıyı bir hanım dokumaya kalksa 2 ayda dokuyamaz” ifadelerine yer verdi.
HALININ TARİHÇESİ
Türk halıları, Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden Türkler’ in anayurtlarından beraberlerinde getirdikleri dokuma geleneğine dayanan, el tezgahlarında üretilmiş düğümlü, havlı dokuma (kabartılı yüzeyli) yaygı ve örtülerdir. Anadolu‘nun Türkler tarafından fethinden sonra gelişimi Anadolu’da sürmüştür ve “Anadolu halısı” olarak da bilinir. “Kilim, sumak, cicim, zili” gibi düz dokumalar ile birlikte dünyada en çok bilinen ve en eski el sanat ürünlerindendir. Anadolu’da dokunan tüm halılara Türk halısı denir ancak genel olarak “Türk Halısı” diye şöhret kazanan klasik Türk halıları Anadolu’nun batısında ve büyük kısmı Ege Bölgesi ile civarı vilayetlerde dokunan halılardır.
HALI MOTİFLERİ VE ANLAMLARI
Türk halılardaki motifler, dokuyan kişinin tasarladığı veya aktarmayı düşündüğü olayın veya nesnenin sembolik karşılığıdır. Diğer el sanatlarında olduğu gibi motifler duyguların sembollerle ifadesi işlevini de görür. Örneğin dünyanın en eski halısı olarak kabul edilen Pazırık Halısı, Asya atlı göçebe toplumu kültür öğelerinin bir yansıması niteliğindedir. Pazırık halısında mutlu yaşamı temsil eden bölüm halının ortasına yerleştirilmiş, bordürlere de o insanların dinsel inançlarını temsil eden konular ters hareketli olarak dağıtılmıştır.
Türk halılarında görülen bazı motifler şunlardır: Akrep motifi, yeraltı güçlerinin ya da kötülüğün sembolüdür. Zehirli ve öldürücü gücü nedeniyle ölüm, hastalık, acı, keder gibi anlamlara işaret eder. Gurur ve özgürlüğün simgesi olarak da görülür. Çengel, kadın-erkek, deniz-dalga, dağ-vadi gibi zıt odakları birleştiren hareketleri sembolize eder, evlilik ve bereketi sembolize etmek için de kullanılır. Eli belinde, dişiliğin, uğur, bereket ve mutluluğun simgesidir. El ve parmak motifleri uğur, iyileştirici özellik ve kutsallık anlamlarını taşır. Kuş motifi çok farkı anlamlara gelir; mutluluk, sevinç, ölen kişinin ruhu, kadınla özdeşleşmiştir. Saç bağı motifi genç kızların evlenme isteğini gösterir; doğum ve çoğalmayı da ifade eder. Hayat ağacı, insanların dünya ile gökyüzü arasındaki basamaklarının simgesidir.