Bu yıl UNESCO tarafından kültür mirasları listesine alınan Arslantepe temasıyla
gerçekleştirilen 10. Malatya Uluslararası Film Festivali, 14 Aralık Salı Günü Malatya
Kongre ve Kültür Merkezinde yapılan kapanış töreniyle sona erdi.
Kültür Turizm Bakanlığı ve Malatya Valiliği’nin katkılarıyla, Malatya Büyükşehir Belediyesi
öncülüğünde, Battalgazi ve Yeşilyurt ilçe belediyelerinin destekleriyle beş gün süren
‘Malatya Uluslararası Film Festivali’nin kapanış töreni sinema dünyasının ünlü isimlerinin
ve davetlilerin kırmızı halı geçiş töreni ile başladı. Festival süresince 100’ü aşkın film
gösterimi, panel, söyleşi, konferans ve sergi gibi etkinlikler sanatseverlerle buluştu.
Festivalin kapanışına Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan’ın yanı
sıra Malatya Valiliği döneminde festivalin başlamasına destek veren Vali Ulvi Saran,
Malatya Valisi Aydın Baruş, Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, İlçe Belediye
Başkanları, sanatçılar ile davetliler katıldı.
Gürkan, “Sinema Şehrin Değerlerini, Kültürünü ve Tarihini Öne Çıkarmalıdır”
Festival kapanış töreninde konuşan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin
Gürkan, “ Malatya farklı bir şehirdir. Biz Malatya’yı, insanlık medeniyetinin başladığı,
Anadolu’yu Anayurt yapan destan şehri diye tarif ediyoruz. Anadolu’nun fethi
Malatya’da başlamıştır. Dolayısıyla Malatya’da film festivalinin düzenlenmesi önemli bir
girişimdir. Bu girişimi başlatan Sayın Ulvi Saran valimize de teşekkür etmek istiyorum.
Festivaller bir şehir için çok önemlidir. Şehrin kültürünü, değerlerini, geçmişini, tarihini
ortaya çıkaran ve şehri kent kültürüyle, hafızasıyla, belleğiyle öne çıkaran girişimlerdir.
Bu anlamda bizler Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerimiz olarak şehirle ilgili
uluslararası tarım fuarı, gıda fuarı, kitap fuarı ve sinema festivalinden öncede Melita’dan
Arslantepe’ye kültür, tarih ve arkeoloji günleri adı altından uluslararası kültür etkinliği
icra ettik. Bugün de film festivalimizi icra ettik. Malatya’nın beş gün içerisinde sanata ve
sanatçıya ne kadar önem verdiğini bu süre içerisinde festivale katılan sanatçılarımızda
müşahede etmişlerdir.
Film festivalleri ve festivaller önemlidir. Biz, sinemayı kitle iletişim aracı olarak
görüyoruz. Sinemada kategorize noktasında şehrin temel değerlerinin, kültürel
değerlerinin, tarihinin, geçmişinin öne çıkarılması lazım. Ülke bazında o ülkenin
değerlerinin öne çıkarılması lazım. İnsanlığa verilecek mesaj açısından da insanlığın o
gün için ihtiyaç duyduğu mesajların verilmesi gerekir. Klasik anlamda uzun ve kısa
metrajlı filmler ve bu yıl ayrıca belgesel adı altında da bir isimlendirme yaptık. Özellikle
komedi sanatçılarımız bizlere ulaştı ve sinema festivallerinde komedi sanatçılarına bir
kategori ve başarı ödülü şeklinde bir ödül icra edilmiyor ve bu konuda özel
hassasiyetinizi bekliyoruz diye ifade ettiler. Sanatı bütüncül olarak değerlendirip, sanatı
sanat için yapma anlayışı içerisinde değerlendirmemiz gerekir. Sanatçının özgürlüğüne,
hürriyetine ve bağımsız düşüncesine hiçbir şekilde müdahalemiz söz konusu olmaması
lazım. Sanatçılar özgür düşünecek ve bağımsız olacak ki üretebilsinler. Ama üretirken bir
başkasını zan altında bırakacak, hakaret edecek bir anlamda ortaya çıkmaması gerekir.
Dolayısıyla herkes kendi sınırları içerisinde özgürce hareket etme kural ve kaidelerini de
öğrenmesi ve bilmesi gerekir.
Türk sinemasında ve Türk dizilerinde özellikle güzel Türkçemizin çok iyi bir şekilde ifade
edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle dizi filmlerde ve beyaz perdeye aktarılan
filmlerdeki senaryolarımızda şiddet içeriklerinden uzaklaştırılması gerektiğini
düşünüyorum. Devlet olarak, sanatçı olarak ve sanatsever insan olarak toplumumuzun
daha sağlıklı, daha huzurlu, daha mutlu ve geleceğine daha güvenle bakan bir toplum
ihdas etmek gibi bir sorumluluğumuzun olduğunu ve ferdi anlamda da hepimizin bu
bilinçte olması gerektiğine inanıyorum. Özellikle kadın haklarıyla, çocuk haklarıyla ilgili,
güzel Türkçemizin kullanılmasıyla ilgili, iyiliğin, güzelliğin galip gelmesiyle ilgili değerlerin
tematik olarak işlenmesinin çok daha yararlı ve faydalı olacağına inanıyorum. Malatya
film festivalimizde bütün ilçelerimizde, gezi araçlarımızla ve kapalı salonlarımızda
vatandaşlarımıza sinemanın sevdirilmesi noktasında, yine Malatya’da yer alan sinema
salonlarında her alanda öğrencilerimizin filmleri izlemesi noktasında, sanatçılarımızla
söyleşiler, paneller, konferanslar ve sanatsal etkinliklerle sergiler gibi çok güzel
çalışmalar yapıldı. Bu çalışmaları yapan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Ayrıca
Kültür ve Turizm Bakanımıza, değerli bakan yardımcımız Ahmet Misbah Demircan’a,
sayın bakan yardımcımız şahsında sinema genel müdürümüz ve bakanlığımızın bütün
çalışanlarına, valiliğimize, belediye başkanlarımıza ve paydaşlarımıza teşekkür ediyorum”
diye konuştu.
Vali Aydın Baruş ise festivalin geleneksel hale gelmesinden memnuniyet duyduğunu
belirterek, "Malatya Uluslararası Film Festivalinin geleneksel hale gelmesi ve Malatya'da
bulunan sanatseverleri, sanata ilgi duyan gençlerimizi sanata ve sinemaya yönlendirmesi
açısından çok büyük önem taşıdığını memnuniyetle görüyoruz. Malatya Film Festivalinin
önümüzdeki yıllarda da artan ilgiyle devam edeceğini ve Türkiye'nin kültür ve sanat
hayatına Türkiye'nin insanlık anlamında, medeniyetinin dünyaya vermek istediği
mesajlar anlamında çok önemli mesajlara vesile olacağına yürekten inanıyorum"
şeklinde konuştu.
Demircan, “ Sinema İnsanın İnsanlığa Sözüdür”
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan ise yaptığı konuşmada
gerçekleştirilen festivallere destek veren Valiler ile Belediye Başkanlarının olmasının çok
anlamlı olduğunu belirtti. Demircan, “Kültür ve Turizm Bakanlığımızın kültürel anlamda
temelde iki alanı vardır. Bunlardan birincisi somut mirasımız. Tarihi yapılarımız,
höyüklerimiz, antik kentlerimiz onları korumak ve muhafaza etmek. İkinci vazifemiz ise
somut olmayan mirasımıza sahip çıkmaktır. Dilimiz, örf, adet, gelenek ve göreneklerimiz
yani bizi biz yapan değerlerimiz. Bunları da yaşatmak gibi bir vazifemiz var. Bütün
milletler bu değerlerini gençlerine ve insanlığa aktarabilmek için sanat alanları ihdas
ettiler. Kitap, tiyatro, müzik ama şu anda geldiğimiz nokta yedinci sanat ve sinema
hepsini kapsıyor. Öylesine büyük bir güç ki bütün dünyaya istediğiniz mesajı veriyor veya
bütün dünyanın mesajını buraya getirebiliyor. Türkiye tam 152 ülkede sinema sanatıyla
yaptığı dizilerle inanılmaz hikâyeler yazıyor. Dünyanın dört bir tarafına gittiğinizde sizi
takip eden, dilinizi merak eden ve size sempati duyan milyonlar var. İşte bunu
sinemacılarımız gerçekleştirdi. Onun için bu festivaller çok kıymetli. Bu festivallere
destek veren değerli yerel yöneticilerimiz çok kıymetli. Sinemacılarımızın gayreti,
kabiliyeti, hikâyelerini benimsemiş olmaları ve kültür elçisi gibi bunları aktarmaları bu
bizim en büyük şansımız.
Söyleyecek çok sözümüz var. Anadolu’nun şehirlerinin anlatacak hikâyeleri o kadar fazla
ki işte onlardan birindeyiz. İnsanlık tarihi ile yaşıt olan medeniyet ışığının toprağı
Arslantepe’de birlikteyiz. Böylesi kıymetli bir festival programında olmak ve Malatya’da
olmak ayrı bir heyecan. Bu coğrafya ki Malatya’ya kadim tarihi değerler armağan etmiş.
Malatya bu değerlerden ilham alarak kültür ve sanat dünyamıza nice zenginlikler
kazandırmış. Siyasetten sanata, bilim camiasından fikir âlemine Malatya ile özdeşleşmiş
nice isimler var ki her biri gönül dünyamızda bambaşka bir yere sahiptir. Burası bizleri
ağlarken güldüren usta sinema sanatçısı Kemal Sunal’ın toprağıdır. Türkülere verdiği
nefes ile gönül telimizi titreten türkü ana Zehra Bilir’in, Türk siyasi tarihine kattığı
vizyonla örnek isim Turgut Özal’ın toprağıdır. ‘Derman aradım kendime derdim bana
derman imiş, bürhan aradım aslıma aslım bana bürhan imiş’ diyen Âşık Niyasi Mısri’nin
toprağıdır Malatya. Bu yıl 10’uncusu düzenlenen Malatya Uluslararası Filim Festivali
asırlardır kültürlerin buluştuğu bu coğrafyada duyguların ortak ifadesi, sinemanın
kendine has diliyle topraklarımızın hikâyelerini insanlığa armağan edebilmek iftihar ve
mutluluk vesilesidir. Sinema insanın insanlığa sözüdür. Yarını güzelleştirmeye bugünden
başlayanların düşüdür. Sinema samimi bir dost yüzü beyaz perdenin armağan
ettiklerinin büyüsüyle yaşamı yeniden yorumlamanın aydınlık görüntüsüdür. Dünya’yı
daha yaşanılır kılmak adına atmak istediğimiz adımların cesaret verici ilhamıdır sinema.
İyi ki yaşadığımız topraklarda anlatacağımız öykülerimiz var. İyi ki böylesine kıymetli
festivallerimiz var. Bu duygu ve düşüncelerle fikirden kaleme, kalemden görüntüye,
görüntüden gönüllere bu toprağın hikâyelerini anlatmak için yola çıkan tüm dostların
çabası var onlara teşekkür ediyorum şeklinde konuştu.
Ödüller
Bu yıl Arslantepe temasıyla gerçekleştirilen 10’uncu Malatya Uluslararası Film
Festivalinde, En İyi Film ödülü yönetmenliğini Fikret Reyhan’ın yaptığı
‘Çatlak’ filmine verildi. En iyi film ödülünü Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet
Misbah Demircan taktim ederken, En İyi Yönetmen ödülü Büyükşehir Belediye
Başkanı Selahattin Gürkan tarafından ‘İki Şafak Arasında’ filmi ile Selman Nacar’a
takdim edildi.
En İyi Senaryo ödülü ‘Çatlak’ filmiyle Fikret Reyhan'a, En İyi Görüntü Yönetmeni
ödülü ‘Koridor’ filmiyle İlker Berkeye, En İyi Kadın Oyuncu ödülü
‘Koridor’ filmindeki rolüyle Emel Göksu ve ‘Bembeyaz’ filmindeki rolüyle Ece
Çeşmioğluna, En İyi Erkek Oyuncu ödülü ise ‘Çatlak’ filmindeki rolüyle Hakan
Salınmışa verildi.
Kemal Sunal Halk Jürisi ödülü, ‘Lacivert Gece’ filmine, Ulvi Saran Jüri Özel ödülü‘ İki
Şafak Arasında’ filmine, Fahri Kayahan En İyi Müzik ödülü ‘İçimdeki
Kahraman’ filmindeki müziğiyle Ali Saran’a, SİYAD En İyi Film ödülü ‘Çatlak’ filmine,
En İyi Belgesel Film ödülü ‘Acı ve tatlı’ filmine, Ulusal Kısa Metraj Birincilik ödülü,
‘Aynı Gecenin Laciverti’ filmine, Ulusal Kısa Metraj Jüri Özel ödülü ise
‘Şin(Yas)’ filmine verildi.
HABER
AYLİN ORHAN