30 Ağustos günü, demir ve çeliğin, iman ve inanç karşısındaki çaresizliği Türk milletinin esarete karşı verdiği savaşla daha iyi anlaşılmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının II. Viyana’dan beri geri çekilen Türklüğün, silkinerek üzerindeki ölü toprağı attığı ve bir bozkurt gibi ileri atılarak, taksim edilecek vatanımızın, peşkeş çekilecek değerlerimizin, çizilecek sınırımızın ve parçalanacak devletimizin olmadığını, Türk milletinin son anayurdundan başka gidecek yeri olmadığını tüm dünyaya duyurduğu, şan ve şerefle dolu bir zaferdir. Bu zafer, emperyalizmin milletimiz aleyhine kurguladığı oyunları bozmuş, yapılan sinsi hesapları alt üst etmiştir.
Ne hazindir ki; dün atalarımızın kanını dökerek vatan kıldığı coğrafyamız üzerinde bugün halen kirli oyunların oynandığı görülmektedir. Kim ne plan yaparsa yapsın, hangi emelin peşinde koşarsa koşsun, Ülkücüler olduğu müddetçe, bu topraklar üzerinde kirli senaryo imkanı bulamayacaktır. Hiç kimse Türk milletine yeni bir 30 Ağustos meydanı kurdurmaya kalkmasın; zira bu bizler için değil, muhatap olanlar için altından kalkamayacakları bir hezimet olur.
Bu duygu ve düşüncelerle, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, yüce milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramının 99, yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyorum.
TURGAY ŞENGÖNÜL
ÜLKÜ OCAKLARI MALATYA İL BAŞKANI