Demokrasi Şölenine Vali Aydın Baruş, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, il protokolü, siyasi parti temsilcileri, STK’lar, şehit ve gazi dernekleriyle aileleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Malatya Büyükşehir Belediyesi Mehteran takımı eşliğinde 15 Temmuz Millet Meydanı’na yapılan kortej yürüyüşüyle başlayan programda 2.Ordu Komutanlığına Bağlı Bölge Bando Komutanlığının İstiklal Marşı’nı seslendirmesinin ardından Hafız Mustafa Özyılmaz tarafından şehitlerimizin ruhu için Kur’an-ı Kerim Tilavetiyle devam etti. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “15 Temmuz Millete Sesleniş Konuşması” kent meydanına kurulan dev ekranlarda izlendi. Programa İl Müftüsü Veysel Işıldar’ın duası ile devam edildi. Mehteran gösterileriyle devam eden gece de daha sonra protokol konuşmaları yapıldı.
Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar ve Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder’in selamlama konuşmalarının ardından Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan yaptığı konuşmada, “ İnsanların hayatlarında önemli günler vardır, devletlerinde hayatlarında önemli günler vardır. Milletlerin tarihinde de önemli günler vardır. Önemli günlerden biri olan 15 Temmuz 2016 yılının 5’inci yıl dönümünü idrak ediyoruz. Milletimizin tarihine baktığımızda beş bin yıllık bir millet ve Anadolu’nun 1071 yılında fethinin başlaması, 1299 yılında Osmanlı Cihan İmparatorluğu’nun kurulması, 1453 çağın değiştirilmesi, 1915 Çanakkale geçilmez, 1919 yeniden doğuş ve 1923 yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti. İşte bu yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, pirincin içerisine girmiş ve pirince benzeyen taşlarla içten yıkmak isteyen gafiller memleketimizi iç savaşa sürüklemek için sinsi planlarını uzun süre devam ettirdiler.
15 Temmuz’a geldiğimizde esasında uzun sürecek bir iç savaş ve parçalanmış bir Türkiye hedeflediler. Esasında onların bilmediği şuydu; 732 yılında Orhun Anıtları’nda Bilge Kağan ve Tonyukuk Abideleri var. Orada: ‘Üsten gök çökmedikçe, alttan yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir. Ey Türkoğlu titre ve kendine dön. Su gibi akıttığın kanına, dağlar gibi yığdığın kemiklerine layık ol’ diyor. Yani bizim milletimizin böyle tarihi bir geçmişimiz var. 1071’de Anadolu’ya girdiğimizde aylardan Ağustos günlerden Cuma dedik. Anadolu’yu feth ettik. Çağ açıp kapattığımızda, Osmanlı Devletini kurduğumuzda Ertuğrul’un otağında uyandık, şehitlerin kanıyla boyandık. Nice düşman kal’asına uzandık. Selam sana ey şanlı Türk sancağı dedik ve büyük Osmanlı İmparatorluğu’nu kurduk.
Fatih Sultan Mehmet 1453 yılında İstanbul’u feth ettiğinde, ‘Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek. Dağlardan çektirilen, kalyonlar çekilecek. Kerpetenlerle surların dişleri sökülecek.’ İşte o surlar ki o döneme kadar yıkılmaz diye bir anlayış vardı. Fatih’in döktürdüğü toplar o surları paramparça etti. Bizans’ın başkentini İstanbul olarak Osmanlı’nın başkenti yaptı.
1915’de Çanakkale geçilmez dedik. “Şu boğaz harbi var mı ki Dünya’da eşi, en keşif orduların yükleniyor dördü beşi, tepeden yol bulmak için Marmara’ya kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya…” diye başlayan Çanakkale Destanı ve neticede orada da hüsranla sonuçlanan müstevi güçler. 19 Mayıs 1919’da Gazi Mustafa Kemal Samsun’a çıkmadan ‘Geldikleri gibi gidecekler diyerek’ Milli Mücadelemizi başlattı. 4 yıl süren savaşta 1.İnönü, 2.İnönü, Sakarya ve Büyük Taaruzda düşman denize döküldü.
İşte Türk milletinin son yurdu, Devleti Ebed dediği bu yurdu 15 Temmuz 2016’da gafiller, delalete düşmüşler yerli iş birlikçileriyle birlikte ülkemizi bölmek, parçalamak istemişler. Biraz önce Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi bir Suriye gibi, Irak gibi şu anda da Afganistan için aynı şeyleri planlıyorlar. Libya gibi karmaşık birbiriyle savaşan parçalanmış bir Türkiye istiyorlar. Onlar işte bu tarihi bilmediklerindendir. Hani derler ya; “Milletin bağrına dayamışlar hançeri, yok imiş kurtaracak bahtı kara maderini. Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini, bulunur kurtaracak bahtı kara maderini.” Anadolu’nun her insanı destanlar yazmak için sayısız kahramanlarla doludur.
İşte 15 Temmuz’da da Anadolu insanı; kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir, nede yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir. Kahramanlık ileri atılıp bir daha dönmemektir diyerek o darbe girişiminde bulunan hainlere gerekli dersi vermişlerdir. Tarih tekerrürden ibarettir derler. Tarihten ibaret alınsa tekerrür eder miydi tarih. Tarihin tekerrür etmemesi için çocuklarımıza, evlatlarımıza bu girdaplı dönemleri iyi anlatmamız gerekir. 15 Temmuz’da bu bakımdan önemlidir. Her 15 Temmuz’da milletimize nasıl bizden görünüp, milletimizi içten bölüp yıllarca sürecek bir iç savaşa sürüklemek isteyenlerin sinsi planlarını gözümüzle müşahede ettik. Dolayısıyla bizden görünüp bu memlekete fitne fesat sokmak isteyenler dün olduğu gibi bugün de mevcuttur. Ama bizler millet olarak uyanık olacağız ve bunların üstesinden geleceğiz. Sözlerimi Cahit Sıtkı Tarancı’nın şu sözleriyle bitirmek istiyorum: Memleket isterim, Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun. Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. Memleket isterim, Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun, Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
Biz memleketimizi huzurlu barış içerisinde görmek istiyoruz. Bir daha da Cenabı Allah bu millete 15 Temmuzları yaşatmasın diyoruz. Hepinize en derin saygılarımı sunuyorum. Önümüzdeki Kurban Bayramı’nızı en içten dileklerimle kutluyorum. Rize’deki sel felaketinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Bu vatan için kanını döken şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” ifadelerini kullandı.
Malatya Valisi Aydın Baruş ise, “ Yüreği daima Vatan Sevgisiyle, Milletiyle Birlikte Çarpan Kardeşlerim, 15 Temmuz 2016’da, Ülkemize ve Milletimize kasteden hain darbe girişimine karşı Milletimizin büyük bir destan yazarak kazandığı Demokrasi Zaferinin 5’inci yıldönümünü idrak ediyoruz. 15 Temmuz 2016’da ülkemiz, bağımsızlığını yok ederek milli iradeyi zorbalıkla vesayet altına almak isteyen alçak bir darbe girişimi ile karşılaştı. Düşman güçlere karşı Milletimizin ülkesini savunması ve bölücü terörle mücadele etmesi için ellerine teslim edilen silahları, alçakça kendi insanına doğrultmaktan çekinmeyen hainlerin canice gerçekleştirdiği bu melun saldırı, cesaretini ve yiğitliğini ecdadından miras alan Aziz Milletimizin eşsiz direnişi ile bertaraf edildi.
Türk Milletinin büyük bir teveccühüyle seçilen Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin şahsında milli iradeyi ve demokrasiyi yok etmek, kendi melun amaçlarına ram olacak, kulluğu esas alan zorba bir yönetim kurmak istediler. Türkiye Cumhuriyeti Devletini yabancı güçlerin vesayeti altında, uydu bir devlet yapmak istediler. Ülkemizi kargaşa ortamına sürükleyerek toplumsal bir kaos ve çatışma ortamı oluşturmak istediler. Kısacası, Aziz Türk Milletini kendi emellerine boyun eğen bir zillete, ülkemizi de esarete mahkûm etmek istediler. Karşılarında; tanklara, helikopterlere, uçaklara, mermilere göğsünü siper ederek ölüme meydan okuyan büyük bir millet buldular. Aziz Milletimiz, iradesini vesayet altına alma hezeyanıyla vatanına saldıran melunlara ve onu himaye eden güçlere karşı gerçekleştirdiği eşsiz kıyamıyla hamiyetinin yüceliğini bir kez daha göstererek “Türkiye Geçilmez” nidasını tüm dünyaya haykırmıştır. 15 Temmuz Destanı, milletimizin azim ve sebatıyla, hain darbe girişimine karşı duruşuyla bu kudretin vücuda gelmiş halidir. 15 Temmuz’da şehadet makamına erişerek bizlere rehber olan tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz” dedi.
Yapılan konuşmaların ardandan Türkiye genelinde saat 00.13’te 90 bin cami de selalar okundu. Malatya’daki camilerdeki selayı Malatya İl Müftüsü Veysel Işıldar okudu.
HABER BÜLTENİ