Yeşilyurt’un İkizce köyünde küçükbaş hayvancılık yapan Yılmaz ailesi, hayvancılığın giderek zorlaştığını ve artık dayanacak güçlerinin kalmadığını söylüyor. Yem fiyatlarının sütün önüne geçtiğini söyleyen küçükbaş hayvan üreticisi Bayram Yılmaz, çareyi merada arıyor. Yılmaz, meraların azaldığını ve kuraklığın otlak alanları tehdit ettiğini söyledi.
Konu hakkında değerlendirmede bulunan Malatya Koyun Keçi Birliği Başkanı İhsan Akın da, meralarda azalmanın olmadığını, önemli ölçüde ıslah çalışmalarının yapıldığını söyledi. Akın, bu kapsamda ıslah çalışması için yaklaşık 2 trilyonluk projenin bakanlıktan geçtiğini kaydetti. Bilinçli kullanıma dikkat çeken Akın, meralarda azalmadan ziyade bilinçli ve bilinçsiz tüketimin önemli olduğunu söyledi. Akın, başta muhtarlar olmak üzere tüm yetiştiricileri meralarına sahip çıkmaya davet etti. Dışardan gelen yetiştiricilere, ahbap çavuş ilişkisi üzerinden meranın kiralandığını söyleyen Akın, bu durumun mera tahribatına neden olduğunu belirtti.
Yem fiyatlarını da değerlendiren Akın,
Meraların giderek küçüldüğünü söyleyen yetiştiriciler kuraklığın da etkisiyle otlakların yetersizliğinden dert yanıyor.
Yem fiyatlarını da değerlendiren Akın,
Kuraklıktan dolayı yem bitkileri az oldu. Bu da fiyat artışına neden oldu. Devlet bunlarla ilgili, önlem alıyor. Bölgesel olarak her bakan yardımcısı 20 ilde toplantı yapıyor. Kuraklığın etkileri, israfların önlenmesi, gerçek anlamda destek kalemlerin yapılması, yem bitkileri ile ilgili dengenin kurulması için saha çalışması yürütüyor. İlerleyen dönemlerde rapor haline getirilecek. Şu an çalışma yürütülüyor. Bilinçli kullanmak ve bilinçsiz kullanmak diye bir şey var. Meraları işgalcilerden kurtarmamız gerekir
dedi.
7 yaşından beri hayvancılık işini yaptığını söyleyen Bayram Yılmaz, oldukça zorlu coğrafi koşullara sahip olan yayla hayatını ise yaşadıkları zorluklar karşısında sonlandırıyor. Yayla zorluklarını,
Gittikçe bu iş zorlaşıyor. Su, yol, elektrik sıkıntılarımız var yaylarımızda. Barınaklarımız yok. Artık yaylacılığı terk ettim. Küçük oğlum yaylada havale geçirdi. 8 saat boyunca hayvanın sırtında ancak Malatya’ya getirdim. Şu an çocuğum toparlandı, düzeldi ama bu olayla beraber yaylaya gitmemeye yemin ettim
sözleriyle anlatıp, yetkililerden yardım istiyor.
Ramazan Yılmaz, yaşadığı sağlık sorunundan dolayı göçer hayatını bıraktığını ve köyde bu işe devam ettiğini söylüyor. Bu seferde yem maliyetinin arttığını söyleyen Yılmaz,
Sezonunda tarlada arpanın kilosu olmuş 3 TL, çiftçi nasıl alsın? Bu gidişat hiç iyi değil. Küpe parası dışında devletten aldığımız bir destek yok. Bazı arkadaşlarımızda ıslah projelerinden destek alıyor ama Yeşilyurt bölgesi bundan faydalanamıyor. Bu sene kuraklıktan ötürü sütte yok, kuzuda istenilen kiloda değil. Millet köklüce zarar etti. Koyun peynirinin kilosu 45 lira ve buna yüksek diyorlar. Ama onun bir gün sağımından peynir olup sofraya kadar gelen aşamasını görseler açana 45 lirayı çok bulurlar mı? Köyün merası yeterli değil. Daha önce yaylada 250 hayvan bakabiliyorken şimdi 150 düştü. Bunun sebebi köyün merasının yeterli olmayışı
ifadelerine yer verdi.
“DEVLETİN MERASINA SAHİP ÇIKMASI LAZIM”
Köy merasının giderek daraldığını söyleyen diğer bir üretici Abuzer Yılmaz ise, bunun nedenini köy sınırında şu an faaliyette olan taş ocağına bağlıyor. Durumu, Abuzer Yılmaz,
Şimdi meralar azaldı. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Köyün kenarındaki meraya taş ocağı kurulmuş. Bu taşı taş ocağı, buradaki merayı, yayılımı, tarımı bitiriyor. Her yer toz toprak içinde kalıyor. Artık ot olmuyor. Önce böyle bir şey yoktu. Hayvanlarımız temiz havada otlanıyor, yayılımı boldu. Hayvanın etinin bile ayrı bir lezzeti vardı. Devletin merasına sahip çıkması lazım. Devletin, köylüyü düşünmesi gerekiyor
ifadeleriyle anlattı.
Hayvancılığın hem yaylada hem de köylerde giderek yok olmaya yüz tuttuğunu söyleyen Abuzer Yılmaz,
Artık bu işi bırakma noktasına geldik. Yem pahalı, kendi masrafını kurtarmıyor. Bir torba hayvan yemi kepeği geçen sene 30 liraya aldık, bu yıl 75 lira olmuş. İki katından da fazla. Arpa, yonca, saman hemen hemen hepsi iki katının üstüne çıktı. Bu işi yaylada yapalım desek, sıkıntı üstüne sıkıntı var. Doğru düzgün yol ve elektrik yok. Sütü, yoğurdu, peyniri hep bozuluyor. Her gün Malatya merkeze gel git derken yol masrafı çıkıyor ve o da kurtarmıyor. Üstelik kuraklıkta var, ot yok. Hayvancılık artık hem yaylada hem de köylerde çok zorlaşmış
dedi.
Köylünün üretime devam etmesi ve ülkenin ilerlemesi için devletin destek çıkması gerektiğine dikkat çeken Abuzer Yılmaz,
Tarım ve hayvancılık olmazsa kalkınmadan bahsedilemez. Çiftçinin üretmesi l ve bunu da seve seve yapması lazım. Ancak öyle alın terinin ülkeye hayrı olur
şeklinde konuştu.
3 çoğuyla beraber eşi Bayram Yılmaz’a hayvanların bakımı noktasında yardımcı olan Birgül Yılmaz ise,
Her iş zor ama bu iş kat kat zor” diyerek başlıyor anlatmaya kuzuları nasıl bir bebek gibi baktığına:” geçim kaynağımız bu kuzular. Bu iş zor ve bir o kadar da ince bir şey. Sürekli başında bekliyorsun, bir çocuğa bakar gibi kuzulara da öyle bakıyoruz. Şubat ayında başlayan doğumla beraber yaklaşık 5 ay kuzular emiyor. Yavruları hayata tutundurmak için gece gündüz demeden bakımını yapıyoruz. Bir hafta 10 gün kadar annesiyle birlikte kalıyor kuzular, daha sonra ayrı bir bölmeye alıyoruz. Annesini kokusundan ve sesinden tanıyorlar dedi.
iha